Ana içeriğe atla

Vibe Coding: Collins Sözlüğü’ne Göre 2025’in Yılın Kelimesi! Dijital Çağın Yeni Dili

☕ Teknolojiyle duygunun aynı fincanda buluştuğu bir çağdayız. 2025’in Yılın Kelimesi olarak Collins English Dictionary tarafından seçilen vibe coding, tam da bu dönemin dijital aromasını yansıtıyor. Artık kod yazmak, sadece satır satır komut girmek değil; hisleri, ritmi ve insan odaklı etkileşimi özenle demlemek anlamına geliyor. Biz de AI Brew Lab olarak bu yeni kavramı sizin için taze taze demledik. Gelin, dijital dünyanın bu duygulu kodunu birlikte yudumlayalım. ☕💻✨

 Bu içerik AIBrewLab tarafından demlendi.

Neon devrelerle süslenmiş bir kahve fincanından yükselen kod satırları ve holografik semboller, vibe coding kavramının teknolojiyle duyguyu buluşturan ruhunu simgeliyor. Arka planda bilgisayar başında kod yazan bir geliştirici yer alıyor.


Vibe Coding Nedir?

Yapay zekâ, hayatın her alanını dönüştürdüğü gibi kod yazma dünyasına da yeni bir soluk kazandırdı: Vibe Coding. IBM'nin tanımına göre vibe coding, yazılım geliştiricilerin fikirlerini konuşma dilinde ifade ettiği, yapay zeka asistanlarının da bu fikirleri kod haline getirdiği teknolojidir.
Bu kavram, kodlama süreçlerinde yapay zekânın aktif biçimde kullanılmasıyla programlamayı daha sezgisel, akıllı ve insana yakın bir hale getiren bir yaklaşımı ifade eder. Yani, Vibe Coding, programcıların sadece fikirlerini yapay zekâya tarif ederek doğal dille kod yazmalarını mümkün kılan bir alandır. Bu sayede kod yazarken hız ve kolaylık sağlaması, özellikle prototipleme süreçlerinde büyük avantaj sunmuş ve kavramın hızla popülerleşmesine yol açmıştır.

Vibe Coding İlk Kez Ne Zaman Ortaya Çıktı?

Vibe Coding kavramı ilk kez Open AI’nin kurucu ortaklarından Andrej Karpathy'nin, Şubat 2025'te X hesabında yaptığı paylaşımla gündeme gelmiş oldu. Paylaşımın ekran görüntüsü aşağıda yer almaktadır:
Open AI’nin kurucu ortaklarından Andrej Karpathy'nin Şubat 2025 tarihli twiti.
Andrej Karpaty tarafından X platformunda paylaşılan post

Bu paylaşımın Türkçe çevirisi ise şu şekildedir:

Vibe coding” adını verdiğim yeni bir kodlama biçimi var. Bu yöntemde tamamen “vibe”lara (hislere, sezgilere) teslim oluyorsun, üstel kavramları benimsiyor ve kodun varlığını neredeyse unutuyorsun. Bunun mümkün olmasının nedeni, LLM’lerin (örneğin Cursor Composer with Sonnet) artık fazlasıyla iyi hale gelmiş olması. Ayrıca SuperWhisper ile Composer’a doğrudan konuşarak iletişim kuruyorum, yani klavyeye neredeyse hiç dokunmuyorum. Bazen sadece “yan çubuğun boşluğunu yarıya indir” gibi en basit şeyleri istiyorum çünkü o kısmı bulmaya üşeniyorum. Değişiklikleri her zaman “Accept All” diyorum, farkları okumuyorum bile. Hata mesajı aldığımda, hiçbir yorum eklemeden kopyalayıp yapıştırıyorum — genelde bu şekilde düzeliyor. Kod, artık benim alışık olduğum kavrayış seviyesinin ötesinde büyüyor; gerçekten anlamam için uzun süre okumam gerekir. Bazen LLM’ler bir hatayı düzeltemiyor, ben de etrafından dolanıyor ya da rastgele değişiklikler isteyip hatanın kaybolmasını bekliyorum. Hafta sonu “deneme amaçlı” projeler için çok da kötü değil, hatta oldukça eğlenceli. Aslında bir proje ya da web uygulaması yapıyorum ama bu artık klasik anlamda kodlama değil — sadece görüyorum, söylüyorum, çalıştırıyorum, kopyalayıp yapıştırıyorum — ve çoğu zaman da işe yarıyor.

 Neden Vibe Coding?

Vibe Coding’in yılın kelimesi seçilmesinin ardında, yapay zekâ çağında kodlamaya yeni bir boyut kazandırmış olması yatıyor. Artık yazılım geliştirme, yalnızca kod satırları yazmak değil; doğal dil ile, yapay zekâ desteğiyle yürütülen sezgisel bir süreç haline geldi. Bu dönüşüm, hem teknolojiyi hem dili yeniden şekillendiriyor. Vibe Coding, insan ile makine arasındaki iletişimi sadeleştirerek, teknolojiyi daha “hisseden” bir hale getiriyor.

Vibe Coding Avantajları Nelerdir?

Yazılım dünyası artık sadece kod satırlarından ibaret değil; hislerin, sezgilerin ve yapay zekânın birleştiği bir yaratım sürecine dönüştü. Vibe Coding bu değişimin en güçlü örneklerinden biri. İşte öne çıkan avantajları:

  1. Doğal dilde kodlama kolaylığı sağlar; karmaşık yazılım dillerini bilmeden üretken olmanızı mümkün kılar.

  2.  Zaman tasarrufu sağlar; büyük dil modelleriyle kodlama sürecini hızlandırır.

  3. Yeni başlayanlar için öğrenmeyi kolaylaştırır; programlama bariyerini düşürür.

  4. Geliştiriciler hatalardan ziyade fikir üretimine odaklanabilir.

Kısacası, vibe coding yazılım geliştirmeyi daha hızlı, sezgisel ve keyifli hale getirir.

Vibe Coding Dezavantajları Nelerdir?

Her teknolojik dönüşüm gibi, vibe coding de bazı riskler taşır. Bu yaklaşımın sunduğu kolaylık, aynı zamanda bağımlılık ve kontrol kaybı riski yaratabilir. İşte bazı dezavantajları:

  1.  Kodlama becerilerinin körelmesine neden olabilir; geliştiriciler temel algoritmik düşünmeden uzaklaşabilir.

  2.  Yüksek oranda yapay zekâya bağımlılık yaratır; sistem hatalarında manuel müdahale zorlaşabilir.

  3. Veri güvenliği ve gizlilik riskleri barındırır; yapay zekânın hangi verilere eriştiği her zaman şeffaf değildir.

  4. Profesyonel düzeyde vibe coding araçlarının lisans maliyetleri yüksektir.

Bu nedenle vibe coding, kolaylık kadar dikkat de gerektiren bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir.

En Popüler Vibe Coding Araçları (2025)

2025 yılı itibarıyla vibe coding araçları, kodlama sürecini dönüştüren en etkili yapay zekâ asistanları haline geldi. İşte öne çıkan beş araç:

  1. Cursor Composer – Doğal dil komutlarını sezgisel olarak kod haline getirir.

  2. GitHub Copilot X – Kod tamamlama ve hata çözümünde güçlü bir LLM tabanlı asistan.

  3. Replit Ghostwriter – Tarayıcı üzerinden hızlı prototipleme imkânı sunar.

  4. Codeium – Açık kaynak desteğiyle ücretsiz vibe coding deneyimi sağlar.

  5. ChatGPT (GPT-5) – Karmaşık kod yapılarında akışkan bir iletişim ve proje optimizasyonu sunar.

☕ Son Dem: Vibe Coding’in Geleceği

Vibe Coding, yapay zekânın kodlama süreçlerine duygusal ve sezgisel bir dokunuş kazandırdığı yepyeni bir dönemdir. Önümüzdeki yıllarda geliştiriciler, kahvelerini yudumlarken satır satır değil; “vibe vibe” kod yazacak gibi görünüyor.